Açıklama
Yapılan araştırmalar Türkiye’de her beş çocuktan birinin akran zorbalığına maruz kaldığını göstermektedir. Akran zorbalığı, çocukların deneyimleyip güçlenmesi gereken bir olgu olarak kabul edilmemeli ve akran çatışmasından çok daha farklı bir şekilde ele alınmalıdır.
Çocukların akran zorbalığına maruz kalmaması ve yapılanın zorbalık olduğunun bilincine varamayan çocukların yetişmemesi adına konuya bütüncül olarak yaklaşılmalıdır.
Akran zorbalığını önleyici etkinlikler kitabı, tam da bu noktada tüm yaş gruplarına uyarlanabilen, içeriğindeki faydalı onlarca etkinlikle hem aileye hem de okullardaki eğitimcilere bu konuda rehberlik edecek eşsiz bir kaynaktır.
Uzm. Gelişim Psikoloğu Selda Ör
Zorbalık çocuklara has bir vasıf değildir, maalesef yetişkin zorbalara hayatın her alanında rastlanmaktadır. Ancak zorbalığı önlemeye, aynı zamanda olumlu vasıfların edinilmesine ne kadar erken başlanırsa o kadar kalıcı olur.Bu değerli kitabı çocukla yaşayan,çalışan herkese önemle tavsiye ederim. Her bölümde açıklayıcı bilgiler dışında, pratik, uygulanabilir pekiştirici etkinlikler mevcut.Dengeli,şefkatli,anlayışlı ilişkiler kurmayı çocuklukta öğrenen bireyler daha mutlu yetişkinler olurlar. Mutlu, doyumlu insanlar,verimli ülkeler ve daha adil daha korunan bir dünya demektir.
Pedagog Pelin Söğüt
Akran zorbalığı ile hem çocukluk hem ilk gençlik hem de yetişkinlikte, türlü ortamlarda karşılaşıyoruz. Ve genelde klinik ortamda da gözlediğimiz, çocukluktaki davranış paternlerinin yetişkinlikte de sürdüğü. Çocukluk döneminde kendisi ve çevresi ile ilgili farkındalık geliştirip, çözüm üretebilmek sadece çocuğun bugünü için değil, pek çok zorluğun birikimsel olarak yetişkinliğe taşınmasına engel olması anlamında da oldukça önemlidir. Elinizde tuttuğunuz bu kitap çocukların, akran zorbalığını daha iyi analiz edebilmesi, sosyal ilişkilerdeki pozisyonunu değerlendirebilmesi ve yeniden düzenleyebilmesi, duygusal okur-yazarlık kazanabilmesi ve daha fazlası için pek çok etkinlik içeriyor. Bu etkinlikleri hem çocuklarla çalışan profesyonellere hem de ebeveynlere öneririm. Psikoterapist Senay Aydoğan Gelball
Pozitif terbiye, günümüzün yükselen değerlerindendir. Çocuk, ilk eğitim ve terbiyeyi aileden alır. Önemli olan bunu pozitif bir şekilde yaşama geçirebilmektir. Çocuk, toplumun geleceğidir. En güzel şekilde eğitilmeli, yaşama en iyi şekilde hazırlanmalıdır. Eğitsel, sosyal, bilişsel ve empatik olarak donanımı olan çocuk, sosyal yaşantı için bir kazanç olduğu kadar; kendi mutluluğu, huzuru ve başarısı için de pozitif şekilde eğitilmelidir. Her ne koşulda ve durumda olursa olsun ebeveynin önce kendini bilinçlendirmesi, eğitmesi ve daha sonra da çocuğuna bunu yansıtması gerekir. Aileler ve eğitimciler bu konuda birinci derecede sorumludur.
” Karanlığa küfredeceğine bir mum da sen yak.” Konfiçyus.
Evet, çocukların ve ergenlerin toplum içinde bizlere yaşattıkları olumsuzlukları gördükçe, herkesin bu gençlerin ana – babalarını suçladıklarını görürsünüz. Genelde de şu sözleri duyarız hep: Anne babaları bu çocuklara hiç mi terbiye vermemiş? Bunların aileleri hiç mi ilgilenmemiş çocuklarıyla? Nasıl bir ailede yetişmiş bunlar, böyle sorumsuzca çocuk yetiştirilir mi hiç? Anne baba yeterli eğitimi verseydi çocukları böyle mi olurdu? Ah şu aileler yok mu? Hep aile suçludur, hep anne babalar suçlanır. Öyle ya suçlamak kolaydır, önemli olan çözüm getirmek değil midir?
Peki onlar neyi yanlış yaptıklarını, nasıl yapmaları gerektiğini nereden öğreneceklerdir!
Şüphesiz ki hayati öneme sahip çocuk – ergen eğitimi ve terbiyesi için bu kitap size yeni ufuklar açarak rehber olacaktır.
Henüz çok geç olmadan. Ne dersiniz?…
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.